Marka Hakkının Sınai Mülkiyet Kanunu ve Madrid Protokolü Çerçevesinde Korunması

Marka; bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüs mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlayan ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajların biçimi olmak üzere her türden işarettir.

Marka Tescili Kapsamında Elde Edilen Haklar Nelerdir?

  • Marka tescili, adına tescilli kimseye, markayı münhasıran kullanma hakkı ve izinsiz kullanımı önleme yetkisi verir.
  • Markanın tescil kapsamına giren aynı veya benzer mal veya hizmetlerle ilgili olarak karıştırılma ihtimali olan, tescilli markanın itibarından dolayı haksız fayda elde edecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterine zarar verecek nitelikteki herhangi bir işaretin izinsiz kullanım hakkını önler.
  • Tescilli marka, başkasına devredilebilir, mirasa konu olabilir, kullanma hakkı lisans konusu olabilir, rehin verilebilir veya teminat olarak gösterilebilir.

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Çerçevesinde Kimler Marka Başvurusunda Bulunabilir?

  • Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları
  • Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yerleşim yeri olan veya sınai ya da ticari faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler
  • Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dahilinde başvuru hakkına sahip kişiler
  • Karşılıklılık ilkesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki kişilere sınai mülkiyet hakkı koruması sağlayan devletlerin uyruğundaki kişiler, Türkiye’de marka başvurusunda bulunma Hakkına sahiptir.

Türk Patent ve Marka Kurumu Nezdinde Marka Tescil Başvuru Süreci Nasıl İşler?

marka-hakkinin-korunmasi

Türkiye’de Tescil Edilmiş Markaların Uluslararası Tescili

Türkiye’de tescil edilmiş markanın koruması ulusal nitelikli haklardandır, markalar tescilden doğan haklardan tescil edildikleri ülkenin sınırları içerisinde faydalanabilirler. Diğer ülkelerde tescilin avantajlarından faydalanabilmek için hakkın korunmasının istendiği ülkede ayrı ayrı tescil istemi gereklidir. Ancak; Türkiye’nin 1 Ocak 1999 itibariyle tarafı olduğu Madrid Protokolü uyarınca Türk vatandaşları, Türkiye’de ikamet edenler veya Türkiye’de ticari veya sınai bir faaliyette bulunanlar, Türk Patent ve Marka Kurumu aracılığıyla Madrid Protokolü’ne taraf olan 94 ülkede ve Avrupa Topluluğu Markası (CTM) başvurusunda bulunabilirler. Protokol çerçevesinde tescili istenen marka, protokole taraf devletlerce ayrı ayrı incelenerek, tescilin mümkün olup olmadığı ülke yasaları çerçevesinde karara bağlanır. Tescil başvuruları, taraf ülkelerin bazılarında kabul edilirken, bazılarında reddedilebilir. Uluslararası marka tescilinin sağlanabilmesi için öncelikle ilgili menşe ofiste, tescilli bir markanın veya bir marka tescil başvurusunun bulunması zorunludur.

Markaların Korunması Kapsamında Başvurulabilecek İtiraz ve Dava Yolları

Marka tescili kapsamında korunan hak aslen Anayasa’daki mülkiyet hakkıdır. Marka hakkının korunması 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında gerçekleşmektedir. Kanunla birlikte haksız kullanım gerçekleşmeden itiraz yoluyla önlemek mümkünken, halihazırda kullanılmakta olan markalar için ise iptal davaları, hükümsüzlük davaları, ceza ve tazminat davaları öngörülmüştür.

Marka Tesciline İtiraz Prosedürü ve YİDK Kararının İptali Davası

Marka tescil prosedürü Türk Hukukunda Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yürütülmektedir. Sınai Mülkiyet Kanunu 4. maddesine göre Kurumun ilgili dairesinin nihai olarak almış olduğu kararlara karşı, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde işlemlerin tarafı olan ve karar nedeniyle menfaati etkilenen kişiler itiraz edebilir. Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu yapılan itirazları inceler ve karara bağlar. Kurulun verdiği kararlar nihai karardır, yeniden Kurum nezdinde itiraza konu edilemez. Ancak, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde YİDK kararının iptaline, tescil başvurusu yapılan markanın iptaline, tescili halinde hükümsüz sayılmasına ve Markalar Sicilinden terkinine ilişkin dava açılabilir.

Hükümsüzlük Davası

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na göre mutlak ve nisbi ret nedenlerinin bulunması durumunda markanın hükümsüzlüğü davası açılabilir. Hükümsüzlük davasını menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kurum ve kuruluşlar açabilir. Davanın muhatabı, sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişiler veya hukuki halefleridir. Bu davalarda Türk Patent ve Marka Kurumu taraf olarak gösterilmez. Markanın hükümsüzlüğü kararı tescil edildiği mal veya hizmet sınıfının tamamına ilişkin verilebileceği gibi, sadece benzerlik gösteren mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlük kararı da verilebilir. Marka sahibinin, sonraki tarihli markanın kullanıldığının bilmesine veya bilmesi gerekmesine rağmen beş yıl boyunca sessiz kalması durumunda, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markanın hükümsüzlüğü istenemez.

Markanın Kullanılmaması Nedeniyle İptali Davası

Haklı sebep olmaksızın Türkiye’de ciddi bir biçimde beş yıl süreyle kullanılmayan ya da kullanmaya beş yıl süreyle ara verilen markanın iptaline karar verilebilir. Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması, markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarda kullanılması kullanma kabul edilir, bu durumda markanın iptaline karar verilemez. İptal taleplerinin muhatabı markanın sahibidir. Marka sahibi ise bir ay içerisinde talebe karşı delillerini ve cevaplarını sunar. Üçüncü kişilerin markanın iptaline ilişkin talepleri olmadıkça Kurum kullanmama nedeniyle iptal kararı veremez.

Değerlendirme

Ticari itibarın korunması ve rekabet koşullarının sağlıklı bir şekilde işlemesi için markanın korunması önemli bir meseledir. Marka sahipleri, ürün tanıtımı ve pazarlanması için büyük bir emek ve sermaye ortaya koymaktadır. Bu emeğin markanın haksız kullanılması yoluyla yok sayılması marka sahipleri nezdinde telafisi zor veya imkansız zararlara yol açacaktır. Bu sebeple iletişim ve reklam çağında marka tescili ve korunması en büyük gerekliliklerdendir.