Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması

1.Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Nedir?

6102 sayılı Türk Ticaret Hukuku ve 2004 sayılı İcra İflas Hukuku’nda genel kural, tüzel kişi işlemlerinden ortaklardan bağımsız olarak tüzel kişiliğin kendisinin sorumlu olmasıdır. Şirket borçları sebebiyle ortakların şahsi malvarlıklarına veya bağlı şirketlerin malvarlıklarına gidilememektedir. Pay sahiplerinin ve bağlı şirketlerin, borçlu şirkete karşı sınırlı sorumlu olması ve üçüncü kişi alacaklarından sorumlu olmaması prensibi, şirket hissedarları ile şirket alacaklısı üçüncü kişiler arasında bir perde oluşturmaktadır. Bu durum bazı pay sahipleri tarafından dürüstlük kuralına aykırı şekilde suiistimal edilmekte ve bunun sonucunda üçüncü kişi alacaklıların mağduriyetleri söz konusu olmaktadır. İşte bu noktada tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi kendisini göstermektedir.

Bazı şartların varlığı halinde tüzel kişilik ile pay sahipleri veya bağlı şirketler arasındaki perde kaldırılarak kötü niyetli pay sahibinin şirket tüzel kişiliğinden haksız menfaat sağlaması ve borçtan kurtulmak için tüzel kişilik arkasına sığınması kanun tarafından engellenmektedir.

Türk Ticaret Hukuku içerisinde henüz oluşmaya başlayan ancak hızlı bir şekilde içtihatta yer edinen “Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması” teorisinin temeli dürüstlük kuralına dayanmaktadır. Dürüstlük kuralına ve hakkaniyete aykırı şekilde şirket malvarlığının eritilmesinin, şirketin içinin boşaltılmasının ve şirket alacaklılarının zarara uğratılmasının önüne geçilebilmesi ancak tüzel kişilik perdesinin kaldırılması halinde mümkündür. Teorinin isminden de anlaşıldığı üzere aşağıda değinilecek olan şartların varlığı halinde tüzel kişilik perdesi kaldırılarak zarara sebep olan ortak veya ana ortaklığın sorumluluğuna gidilebilmektedir. Ortaya çıkan zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması halinde tüzel kişilik perdesi kaldırılır ve kusuru ile zarara sebep olan gerçek veya tüzel kişilerin sorumluluğuna gidilir.

Uygulamada özellikle ana ortaklık-yavru ortaklık ilişkisinde paravan şirket olarak kullanılan yavru ortaklığın alacaklıları, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması halinde ana ortaklığa rücu edebilmektedir.

2.Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılabileceği Hallerin Tespiti

2.1.Öz Kaynak Yetersizliği

Şirketin ticari ihtiyaçlarını karşılayacak, alacaklıların menfaatlerini koruyacak önlemlerin alınmaması ve bunun sonucunda sermayenin yetersiz kalması halinde öz kaynak yetersizliği gündeme gelmektedir. Ancak böyle bir durumda, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin uygulanarak pay sahiplerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için belirli şartların bulunması gerekmektedir.

Bunun öncelikli şartı, uygun illiyet bağının varlığıdır. Uygun illiyet bağının varlığı halinde, şirket öz kaynaklarının yetersiz olması sebebiyle alacağını tahsil edemeyen şirket alacaklısı 3.kişi, şirket tüzel kişiliğinden olan alacağının şirket hissedarı tarafından karşılanmasını talep edebilecektir. Uygun illiyet bağından kasıt, alacaklı her kimin haksız fiili sebebiyle şirketten olan alacağını alamıyorsa, şirket malvarlığını kötü niyetli şekilde kim boşaltmış ise alacaklının, o kişinin (ortak veya ayrı bir tüzel kişilik) sorumluluğuna gidebilmesidir.

Mesela öz kaynak yetersizliği sebebiyle borçlarını ödeyemeyen şirketin gayrimenkulünün, şirket alacaklısına zarar vermek amacıyla şirkette çoğunluk hissedarı olan bir kişiye devredilmesi halinde söz konusu işlemin dürüstlük kuralına aykırı olduğu kabul edilir. Bu durumda şirket borcu ile devir işlemi arasında uygun illiyet bağının olduğu kabul edilir ve gayrimenkulü devralan hissedar şirket alacaklısına karşı sorumlu tutulabilir.

Özetle dürüstlük kuralına aykırı hareket eden ve şirket malvarlığını alacaklılardan kaçırmak gayesi ile şirket içini boşaltan, şirket öz kaynağını yetersiz hale getiren pay sahibi şirket borçlarından sorumlu tutulabilmektedir.

2.2.Hakim Ortaklı Şirketlerde Perdeyi Kaldırma (Ana Ortaklık-Yavru Ortaklık)

İki farklı tüzel kişiliğe sahip olan ve fakat ticari bakımdan biri diğerine bağlı olan şirketler arasında ana ortaklık-yavru ortaklık ilişkisi olduğu kabul edilmektedir. Öğretide yavru ortaklık adeta ana ortaklığın cebi, kuklası, aracı, eki, bölümü olarak tanımlanmaktadır. Hakimiyet ana ortaklıkta olup, yavru ortaklığın hukuki bağımsızlığı dikkate alınmamaktadır. Bu ilişkide tüzel kişilik perdesinin kaldırılması halinde yavru ortaklığın borçlarından ana ortaklık sorumlu tutulabilmektedir.

Dürüstlük kuralına aykırı şekilde hareket eden ana ortaklığın, bu hakimiyetini kendi çıkarları uğruna yavru şirkete veya şirket alacaklılarına zarar verecek şekilde kullanması halinde yavru şirket ile ana ortaklık arasındaki perde kaldırılacak ve yavru şirket nam ve hesabına yapılan zarar verici işlemlerden ana ortaklıkta sorumlu tutulabilecektir.

2.3.Malvarlıklarının Birbirine Karışması

Şirket tüzel kişiliği ile pay sahiplerinin malvarlıkları birbirlerinden ayrıdır ve pay sahibi şirkete karşı taahhüt etmiş olduğu sermaye miktarı ile sınırlı sorumludur. Ancak fiili durumda çoğu zaman şirket malvarlığı ile pay sahibinin malvarlığının iç içe geçmesi söz konusu olabilmektedir. Şirket malvarlığının iyi niyet kuralları çerçevesinde, şirket menfaatine ve alacaklılara zarar vermeksizin kullanılmasında bir beis olmasa da alacaklılara zarar vermek amacıyla şirket malvarlığının dürüstlük kuralına aykırı şekilde kullanılması halinde tüzel kişilik perdesi kaldırılarak pay sahibi sorumluluğuna gidilmesi hususu gündeme gelecektir.

Mesela iki farklı şirkette hakim hissedar olan bir pay sahibinin, şirketlerden birine ait olan aracı diğer şirketin faaliyetlerinde kullanması ve buna dair herhangi bir tasarruf işlemi yapılmamış olması her iki şirket malvarlığının birbirine karıştığını ve şirketler arasındaki organik bağ dolayısıyla uygun illiyet bağının bulunduğunu göstermektedir. Böyle bir durumda, malvarlığı birbirine karışan şirketlerden birinin alacaklılara zarar vermek amacıyla içinin boşaltılması ve öz kaynak yetersizliği sebebiyle borçlarını ödeyememesi halinde diğer şirket malvarlığı ile sorumlu tutulabilecektir.

3.Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Gerektiğinin Tespiti Halinde Yapılabilecekler

Dürüstlük kuralına aykırı şekilde şirket malvarlığını boşaltan ortaklar veya diğer şirketler bu şekilde zarar verdikleri şirket alacaklılarına karşı birlikte sorumludurlar. Bu durumda şirket alacaklısı üçüncü kişi, alacağını tahsil etmesine engel olan ortağın ya da şirket ana ortaklığının sorumluluğuna gidebilecektir. Üçüncü kişinin alacaklısı olduğu şirkete yöneltilebilecek davalar, şirketin içini boşaltan gerçek veya tüzel kişilere de yöneltilebilecektir. Mahkeme, asıl borçlu şirketin malvarlığının şirket ortağı veya ana ortaklık tarafından boşaltıldığını tespit ederse alacağın bu kişilerden tahsiline hükmedecektir.