Limited Şirketlerde Ortaklık İlişkisinin Sona Erme Halleri

Limited Şirketlerin ortaklık ilişkilerinin sona erme halleri 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) (i) ortağın kendi isteği ile çıkması (ii) ortağın diğer ortakların isteği ile çıkarılması  ve (iii) şirketin feshi olarak düzenlenmiştir. Bu çalışmamızda, Limited Şirketlerde ortaklık ilişkisinin bahsi geçen sona erme hallerine değindik.

1. ORTAKLIKTAN ÇIKMA 

      1. Genel Olarak

Ortaklıktan çıkma, bir ortağın kendi isteğiyle ve kendi bakımından ortaklık ilişkisini sona erdirmesidir. Ortaklıktan çıkma, ilgili ortağın isteğiyle olabileceği gibi ortağın ölümü gibi istisnai durumlarda da kendiliğinden gerçekleşmektedir.

       2. Ortaklıktan Çıkma Halleri

TTK Md. 638 uyarınca bir Limited Şirket ortağı, ortaklık ilişkisinden iki durumda çıkabilir:  (1) Şirket sözleşmesinde çıkma hakkının öngörülmesi  (2) Haklı sebebin mevcudiyeti. Söz konusu madde hükmüne göre ortak ya şirket sözleşmesinde düzenlenmiş çıkma hakkını kullanarak ya da haklı sebebin varlığı halinde dava açarak ortaklık ilişkisini sona erdirebilir. Bu iki durumda da uygulanabilecek olan ortaklıktan çıkmaya katılma ise, bahsi geçen durumlar bir ortak için ortaya çıktığında diğer ortaklar için de bu durum geçerli olabileceğinden ötürü düzenlenmiş bir kurumdur.
2.1. Şirket Sözleşmesinde Düzenlenen Sebeplere Dayalı Ortaklıktan Çıkma
TTK Md. 638’e göre “Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir.” Bu şartlar, belirli bir sürenin geçmesi yahut belli bir işin tamamlanması şeklinde düzenlenebilir. Örneğin belli sürenin dolması halinde, isteyen ortağın hiçbir sebep göstermeksizin şirketten ayrılması, şirketin amacı doğrultusunda bir işin tamamlanmış olması, şirketin belirtilen asgari düzeyde kazanç sağlaması veya sağlamaması gibi durumların şirket sözleşmesinde belirlenebilecek çıkma sebeplerine örnek olarak verilebilir. Ancak bu şartların emredici hukuk kurallarına aykırı olmamaları gerekir. Ayrıca şirket sözleşmesinde belirtilen ortaklıktan çıkma hakkı, objektif nitelikte olmalı ve eşitlik ilkesine uygun olmalıdır. “Eşitlik ilkesine uygun olmak” koşulundan anlamamız gereken, tüm ortakların kural olarak eşit sayılması ve aynı haklara sahip olmalarıdır. Bu eşitlik, her zaman her ortağın durumunun birebir aynı olması anlamına gelmez. Önemli olan şirkete dair haklar bakımından ortaklar arasındaki dengenin sağlanıyor olmasıdır. Yukarıdaki şekilde özetlenebilecek şirket sözleşmesinde tanınan çıkma hakkının kullanılabilmesi için, ortağın çıkma bildiriminde bulunması gerekli ve yeterlidir.
2.2. Haklı Sebebin Varlığı Halinde Ortaklıktan Çıkma
TTK Md. 638/2; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.  Haklı sebeple ortaklıktan çıkma her ortağa tanınmış bir hak olup bu hakkın engellenmesi hakkaniyete aykırı sayılarak, yasak edilmiştir. TTK’da açık bir haklı sebep tanımı bulunmamaktadır. Bu anlamda haklı sebep sayılabilecek hususların ortak tarafından detaylı şekilde değerlendirilip, objektif biçimde ortaya koyulması gerekmektedir. Ortaklık yönetiminin istenilen düzeyde olmaması ve ortaklığa zarar vermesi, bir ortağın ahlaka aykırı davranışlarda bulunarak hileyle diğer ortakları aldatması örneğin hesaplar hakkında yanlış beyanlarda bulunması gibi eylemlerde bulunması, ortaklığı yönetenler arasında ortaya çıkan ve ortaklığın devamı için ortakların birlikte çalışması imkansız hale getiren görüş ayrılıkları olması gibi durumlarda şirkete kalması kendisi için çekilmez bir hal alan ortak, mahkemeye başvurarak ortaklıktan çıkmayı talep edebilir. Kural olarak mahkemeye başvuru yolu düzenlenmiş olsa dahi, uygulamada çıkma isteklisi ortak bu isteğini ve haklı nedenini diğer ortaklara beyan edebilir. İşte bu halde, diğer ortaklar çıkma isteklisi ortağın talebini kabul etmezlerse çıkma isteklisi ortak bu kez talebini mahkemeye başvuru yolu ile kullanacaktır. Dikkat edilmesi gereken hususlardan biri, çıkma isteklisi ortağın kusurunun bulunmasının bu çıkma talebini sunmasına engel oluşturmayacağıdır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, ortaklıktan çıkma kararı kesinleşene kadar ortağın ortaklık sıfatına bağlı hak ve yükümlülükleri devam eder. Mahkeme çıkma kararını kabul ederse, ortaklıktan çıkma kararının yanında şirketin tüm malvarlığı tespit ettirip çıkan ortağın payına düşen miktarı hesaplayarak, bu meblağın ortağa ödenmesine de karar verebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde ortağın şirketten çıkma hakkı yanında şirketin feshini de talep etme hakkı vardır. Ancak bu hak ortaklıktan çıkmanın mümkün olmadığı durumlarda son çare olarak değerlendirilecektir. Bu konuyu aşağıda detaylı şekilde değineceğiz.

        3. Ortaklıktan Çıkmaya Katılma

Ortaklıktan çıkmaya katılma hakkı, TTK Md. 639’da düzenlenmiştir.  Bu düzenlemenin amacı, ortakların müştereken etkilenebilecekleri bir durum ortaya çıktığında yahut şirket sözleşmesinde düzenlenen çıkma hakkı vücut bulduğunda tüm ortakların haberdar edilerek hızlıca karar almalarını sağlamaktır. Böylece, tüm ortakların ilgisinde olabilecek bir durum ortaya çıktığında vakit kaybedilmeden şirket hakkındaki tasarrufların ifasına yardımcı olmaktır. Ortaklardan biri şirket sözleşmesindeki hükme dayanarak çıkmak istediği veya haklı sebeplerden dolayı çıkma davası açtığı takdirde, müdür veya müdürler gecikmeksizin diğer ortakları bu durumdan haberdar ederler. Diğer ortaklardan her biri, haberin kendisine ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde; bahsi geçen haklı sebep kendisi yönünden de geçerliyse, kendisinin de çıkmaya katılacağını müdürlere bildirmek ve açacağı bir dava ile haklı sebepler dolayısıyla çıkma davasına katılmak hakkına sahiptir. Çıkan tüm ortaklar, esas sermaye payları ile orantılı olarak, eşit işleme tabi tutulurlar. Belirtmek gerekir ki, “çıkarılmaya” katılma söz konusu olmayacaktır. Bu kavram kapsamında değerlendirilmesi gereken incelikli husus, çıkma sebebinin farklı olduğu durumlarda çıkmaya katılmanın söz konusu olup olmayacağıdır. Bazı hallerde çıkma sebebinin farklı olması, kanun amacına uygun olmadığı için çıkmaya katılmanın gerçekleşememesi anlamına gelebilecek başka durumlarda ise; başka ortaklar bakımından farklı koşullardan doğsa dahi aynı sonuca ulaşılabileceği için çıkmaya katılma geçerli olabilecektir.

II. ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA

     1. Genel Olarak

Ortaklıktan çıkarılma, ortaklık ilişkisinin ilgili ortağın rızası hilafına şirketteki diğer ortaklar tarafından sona erdirilmesidir. Ortaklıktan çıkarılma, TTK Md. 640’ta düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.”

     2. Ortaklıktan Çıkarılma Halleri

Ortaklıktan çıkarma halleri iki başlık altında incelenebilir: (1) Şirket sözleşmesinde düzenlenen sebebin varlığı halinde genel kurul kararı ile çıkarma veya (2) Haklı sebebin varlığı halinde mahkeme kararı ile çıkarma.
2.1. Şirket Sözleşmesinde Düzenlenen Sebeplerle Ortaklıktan Çıkarılma
Şirket sözleşmesinde ortaklıktan çıkarılma sebepleri düzenlenebilir. Ortaklıktan çıkarılma için düzenlenecek bu sebepler objektif şekilde belirlenebilir olmalı ve eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmemelidir. Şirket sözleşmesine ortaklıktan çıkarma sebepleri olarak genel sebepler sıralanmayacak ve böylece herhangi bir nedenden ötürü şirketten uzaklaştırılmak istenilen ortağın haksız biçimde bu sebepler öne sürülemeyecektir. Şirket sözleşmesinde düzenlenmiş belirli şartlar oluştuğu takdirde, şirket çıkarma için bir genel kurul kararı alabilecektir.  Genel kurul, ortaklıktan çıkarma kararını TTK Md. 621’de belirtildiği üzere temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması ile alabilir. Çıkarılan ortağın söz konusu maddeye göre genel kurul kararına karşı üç ay içerisinde iptal davası açma hakkı bulunmaktadır. İlgili ortak çıkarılma kararının iptalini, ortaklığın merkezinin bulunduğu ticaret mahkemesinden isteyebilir.
2.2. Haklı Sebebe Dayılı Ortaklıktan Çıkarılma
TTK Md. 640/3’e göre şirket haklı sebebe dayanarak ortağı çıkarılmasını mahkemeden talep edebilir. Öncelikle ortağın çıkarılması için, şirket sözleşmesinde düzenlenenlerden farklı olarak haklı sebep mevcut olmalıdır. Çıkarmayı gerektiren haklı sebep, çıkarılması talep edilen ortağın kendisinden kaynaklanmalıdır. Ayrıca bu sebep diğer ortaklar için, o ortağın ortaklıkta kalmasına katlanılamaz bir duruma sebebiyet vermesi gerekir. Çıkarılması talep edilen ortağın hileli, ahlaka aykırı davranışlarda bulunması,  ortaklık ile menfaatlerinin çatışması nedeniyle ortaya uyuşmazlık çıkması, zimmetine para geçirmesi vb. durumlar haklı sebebe örnek olarak verilebilir. Şirketin mahkemeye başvuruyu bir genel kurul kararı vasıtasıyla yapması gerekmektedir. Genel kurulda  TTK Md. 621 uyarınca “Bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması” kararı alınabilmesi için temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğu bir arada bulunmalıdır.

III. ORTAKLIĞIN FESHİ

     1. Genel Olarak

Ortaklığın feshi, çıkma ve çıkarılma hallerinden farklı olarak ortaklık ilişkisinin bir yahut bazı ortaklar bakımından sonlanmasına değil, tümden ortadan kalkmasına neden olacaktır. Bir ticaret şirketinin bu şekilde infisahı, ticari hayatın zarar görmesine neden olacağından kanun koyucu bu tür sona ermeleri en aza indirmek istemiştir. Bu nedenle ortaklık feshi hüküm ve şartları çıkma ve çıkarılmaya göre daha ağır düzenlemelere tabi tutulmuştur.

     2. Bazı Fesih Halleri

Ortaklığın feshi, şirketin sona erme halinde TTK Md. 636’da düzenlenmiştir. Kanunda öngörülen çeşitli sona erme sebeplerinin veya şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinin meydana gelmesi, şirketin kanunen gerekli organlarından birinin uzun süre mevcut olmaması vb. gibi durumlarda şirketin feshi söz konusu olabilecektir. Bu incelememiz kapsamında, fesih hallerinden en incelikli olan  Limited Şirketlerde haklı sebeple fesih hususunu değerlendiriyor olacağız.
2.1. Limited Şirketlerin Haklı Sebeple Feshi
Şirketin feshini gerektirir haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Anonim şirketlerde bu hak bir azınlık hakkı olarak düzenlenmiştir. Limited şirketlerdeki bu genele yayılan hak, aslında ortakların Limited Şirket ile daha sıkı bağlara sahip olmasının bir yansımasıdır. İlgili dava şirket tüzel kişiliğine karşı açılacaktır. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. Haklı sebepler, diğer fesih hallerinde olduğu gibi burada da açıkça sayılmamıştır. Ortaklığın artık çalışamaz hale gelmesi, ortaklığın var olan ortaklarla yoluna devam edeceğine dair umutların kalmaması vb. durumlar haklı sebep kavramı dahilinde sayılabilecektir. Dikkat edilmesi gereken husus mahkemenin fesih kararını vermeye mecbur olmamasıdır. Mahkeme, ortaklığın feshi yerine; davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya başkaca bir çözüme karar  verebilir. Burada mahkeme, haklı sebebin doğmasında diğer ortakların kusuru bulunmuyorsa, fesih talebine karşı korunmaları gerektiği düşüncesiyle hareket edebilir. TTK Md. 636/3, mahkemeye ortaklık ilişkisinin devam etmesi yönünde geniş bir takdir yetkisi vermektedir. Hakime tanınan bu geniş takdir yetkisi, şirketin devamlılığını sağlamak ve feshin son çare olarak başvurulması gereğinden doğmaktadır. İlgili fesih talebi hakkında görevli ve yetkili mahkeme şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi olacaktır.

IV. SONUÇ

Ortaklıktan çıkma veya çıkarılma, kanunda belirtildiği üzere şirket sözleşmesinde düzenleme bulunması veya haklı sebep mevcudiyeti halinde gerçekleşebilecektir. Uygulamada risk yönetimi bakımından şirket sözleşmesi düzenlenirken gelecekte ortaya çıkabilecek olumsuz durumların dikkate alınması, söz konusu durumlar meydana geldiğinde şirketin mevcudiyetinin korunması için büyük kolaylık sağlayacaktır. Bu tip bir düzenleme bulunmasa dahi her zamana haklı sebeple ortaklıktan çıkma veya çıkarılma için, ortaklar arasında anlaşma sağlanamadığı takdirde mahkemeye başvurulabilir. Şirketin feshi ise her ortağın haklı bir sebebi olduğu halde mahkemeye başvurabileceği ancak hakimin geniş takdir yetkisi ile şirketin menfaat dengesini gözeterek şirketin feshi dışında başkaca bir çözüme hükmedebileceği bir kurum olarak düzenlenmiştir. Tüm bunların yanında, iki kişilik Limited Şirketlerde de, asıl olan ticari hayatın devamı için “şirketlerin sürekliliği” prensibi olduğu için şirketin feshinin son çare olması amacında hareket edilecek ve özellikli bir süreç olmakla birlikte ortaklıktan çıkarılma kurumu bu şirketler nezdinde de kullanılabilecektir.